Meme kanseri veya herhangi bir kansere yakalanan kişilerin ortak soru ve kısmen benzer cevap arayışları içinde '' genetik mi ? '' soruları illaki olmuştur.
Ben o kadar sağlıklı besleniyorum,spor yapıyorum,sigara/alkol kullanmıyorum şu zamana kadar ailemde böyle bir öykü yok ama neden? yada doktor doktor gezerken tedaviye başlamadan önce ailenizde böyle birşey varmı? sorularıyla çokca karşılaşmışızdır.
Eskiden kanser bu kadar bilinmiyordu,belki aile de vardı da biz bilmiyorduk yada geçmişten gelen hastalıkların geleceğe aktarımı konusunda yeterli bilgiye sahip değildik.
Artık genetik test diye bize yol gösterici bir test var.Bu testle bizlere olasılıklar sunulmakta,yürüdüğün yolda karşılaşabileceklerin hakkında bilgi verilmekte.
Duruma ;senin kanınla yola çıktıkları bir harita olarak da bakabiliriz...
Çoğu kişi ben genetik testi yaptırmak istemiyorum o psikoloji ile yaşamak istemiyorumda diye biliyor...
Gen testi sonucunda çıkan sonuç ile karşılaşmak,gerçekten kalıtımsal bir hastalık mı? ögrenmek istiyormusunuz?
Ben gideceğim yolu şimdiden bileyim ona göre önlemimi alayım diyenlerdenseniz gen testi yaptırmak iyi bir yol gibi görünmekte.Bu test size daha düzenli kontrole gitmeniz veya riskleri minimum da tutmanız açısından ışık tutacaktır.
Bir başka bilgi de BRCA1 veya BRCA2 genleri veya onun dışındaki gen testi sonucunda, herhangi bir mutasyona yani bozukluğa rastlanması halinde ,doktorunuz gerekli görürse diğer aile bireylerinden de kan isteyerek onlarında aynı geni incelenebilir.Bu sayede hem sizin hemde sevdiklerinizin sağlığı kontrole alınmış olacaktır.
Translate /çeviri
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
17 Haziran 2015 Çarşamba
23 Mayıs 2015 Cumartesi
Arkadaşıma mektup
Nereden başlamalı...
Ne yazmalı...
Arkadaşımm bu öyle birşey ki;
Sanıyorsun ki sanki bu hastalığı geçirmiş kişilerle aynı şeyleri yaşıyorsun,
Anlıyorsun ki;herkesin farklı farklı...
Tedavilerimiz,çektiklerimiz,yaşantımız,hayata bakışımız...
Aslında benzer ve bir o kadar farklı demek daha doğru.
Aynı yolda yol aldığın kader arkadaşı diyelim.Bu dönemde seni daha iyi anlayabilen yada o yolda yürürken o yolu tecrübe etmiş kişilerin yanında olması, yanında olduğunu bilmek ve paylaşımda bulunmak insanı bir nebze rahatlatıyor.
Sende belki aynı yolu yürüyeceksin ama farklı şeyler hissedeceksin.
Deneye deneye, belki istişare ede ede ve kabule geçerek bir yol çizeceksin kendine.
Ben burada kendi yaşadıklarımdan kısmen bahsediyorum ama belki sendeki çok daha farklı olabilir.
Bu süreçte iki yol var ; ya üzülerek, sıkıntı yapıp bu dönemi geçireceksin...Ki bu şekilde fayda getirmez yada herşeyin olumlu tarafını görerek, olumlu yönleriyle değerlendireceksin. Olumlulukla da ilacın faydası bir araya gelerek şifa bir araya gelecek inşallah.
Bu dönem kıyas olmayan bir şey ...
Kendi doktoruna güvenerek ,kendi hislerinle yürüyorsun.
Bir kere kabulleniyorsun.
Ne yazmalı...
Arkadaşımm bu öyle birşey ki;
Sanıyorsun ki sanki bu hastalığı geçirmiş kişilerle aynı şeyleri yaşıyorsun,
Anlıyorsun ki;herkesin farklı farklı...
Tedavilerimiz,çektiklerimiz,yaşantımız,hayata bakışımız...
Aslında benzer ve bir o kadar farklı demek daha doğru.
Aynı yolda yol aldığın kader arkadaşı diyelim.Bu dönemde seni daha iyi anlayabilen yada o yolda yürürken o yolu tecrübe etmiş kişilerin yanında olması, yanında olduğunu bilmek ve paylaşımda bulunmak insanı bir nebze rahatlatıyor.
Sende belki aynı yolu yürüyeceksin ama farklı şeyler hissedeceksin.
Deneye deneye, belki istişare ede ede ve kabule geçerek bir yol çizeceksin kendine.
Ben burada kendi yaşadıklarımdan kısmen bahsediyorum ama belki sendeki çok daha farklı olabilir.
Bu süreçte iki yol var ; ya üzülerek, sıkıntı yapıp bu dönemi geçireceksin...Ki bu şekilde fayda getirmez yada herşeyin olumlu tarafını görerek, olumlu yönleriyle değerlendireceksin. Olumlulukla da ilacın faydası bir araya gelerek şifa bir araya gelecek inşallah.
Bu dönem kıyas olmayan bir şey ...
Kendi doktoruna güvenerek ,kendi hislerinle yürüyorsun.
Bir kere kabulleniyorsun.
Etiketler:
kanser,
Kemoterapi,
meme kanseri,
moral,
öneri,
Sağlık,
tatil
1 Mayıs 2014 Perşembe
PORT TAKILDI...
Port Kateter
Göğüsün üst kısmına ya da doktorun o kısımlarda uygun gördüğü yere cilt altına yerleştirilen bir ucu ana toplar damar,diğer ucu cilt altında olan ve ilaç uygulamalarına imkan veren suni damar oluşturma işlemidir.
Hastalıkla mücadele eden biz hastalar
için belki can sıkıcı bir durum ama kanser hastalarında kemoterapi sırasında sürekli damardan ilaç alımında enjeksiyon sırasında damar boyunca hissedilen ağrı ve yanma olabiliyor(ben bunu kan aldırma aşamasında hissetmiştim) ya da damar yolu bulunması zor olabiliyor. Bazen de
damarların ve üzerindeki cilt tabakasının zarar görmesine hatta doku
kaybına varan durumlar ortaya çıkabiliyor.Port kateter takıldığı zaman ise her seferinde damar yolu aranmasına gerek kalmadan suni damardan ilac alınıyor.
Vücuda takılan alet aşağıdaki gibi birşey...
port katater |
30 Nisan 2014 Çarşamba
İlk Kemoterapim :\
İşlemlerim çok hızlanmıştı.Hemen kemoterapiye başlamam gerekiyordu.Elimimdeki sonuçlara göre bir tablo oluşturulmuştu zaten.
24.02.2014 günü ilk kemoterapimi alacaktım.Ve o gün geldi çattı.
Erkenden hastane beni bekliyordu.Hafif bi kahvaltı yapıp hastane yolunu tuttuk.Kuzenim Rana benim yanımda olacaktı.Hastaneye gittim, odamı buldum, koltuğa yerleştim.İyimiydim hayır! kendimi iyi hissetmiyordum,gergindim,gidilen geçilen yolu bilmeme rağmen bana nasıl bir etki oluşturacak bilemiyordum.Ranayı görür görmez başladım hafif ağlamaya :(
Kemoterapi ilaçlarım hazırlandı ve artık damarlarımdaydı.İlaçlı serumlar verilirken bi taraftan bol su içmeye çalısıyorum ,bi taraftan ayran.Bakalım bu kemocuk bende nasıl bir etki yapacak.İlaçları almam bitti Rana'ya;Nasıl görünüyorum diye sordum.Beyazlamışmıydım ?Evetrengim değişime uğramış, beyazlamıştım.
Abim geldi beni almaya.Abime hiç dinlenme fırsatı vermedik,annemin arkasına benim hastalık olunca :( getir - götür işlemi onun omuzlarına bindi.Peki İyimiydim ?iyiydim. Kendimce belki de bulantım olmaz dedim.Eve geldim,herşey normal di. ohhh bi güzel 2 haftadan beri canımın istediği cacık - nohut - pilav yedim, yemeye deee :)) nerden bilirim beni rahatsız edeceğini :)Gerçi bu rahatsızlıklar yemekten değil,ilaçtan ama o an yemeğe suçu atıyordum.Kuzenim de meme kanseydi,yendi çok şükür. Arayıp tüm iyi niyetiyle bulantımın başlıyacağı saat kordinatlarınıda verdi :) Neler yaşanacağımı ben annemden zaten bilebiliyordum ama duymak da istemiyordum,belki benim bulantım olmayacaktı...
Heee olmadı bekle olmazzz... benim gibi hassas birinin, çelik gibi olmasıda beklenemezdi ama umut işte :) Benim baş dönmeye, bi tuhaflaşmaya başladım.Anneee bana geliyolar ben en iyisi odama gidip yatayım.İstifra etmedim ama ilaçlı safra ve yediğim yemeğe pişman olduğum bi zaman geçirdim ama daha sonrasına uyumuşum şükür.Nerden bilebilirdimki diğer günlerde uyuyamayacağımı.
3 günde toparlanamadım,ye diyolar yiyemiyorum,iç diyolar içemiyorum.Ye israrları bile sıkıcı bir hal alıyordu.Aynada kendi tipimle dalga geçer hale gelmiştim.Sanki artık aynadaki kişi ben değildim :(. Toparlanamıyacağım diye düşündüm.Herşey bana hayal geliyordu.Sağlıklı yürüdüğüm,kaygısızca dolaştığım 15 gün öncesi ile bulunduğum durumu karşılaştırınca , herşey eskide kaldı gibi geliyordu.Bir yanda bulantı bir yanda tansiyon 8'e 4.Geçecek bunlarda geçecekti. Allahım o kadar büyük ki ...bunuda atlatacaktım.
Bu dönemde zar zor su içebildim.(normalde bol sıvı tüketilmesi gerekiyor)Tuzlu patetes haşlaması,tansiyon aleti,tasım,su ve ben muhteşem takım olmuştuk.Ben nereye onlar oraya.Annem o dönemde çubuk kraker,leblebi vs yiyebiliyordu ben hiçç yiyemedim.TV bile izleyemedim :( Kahve içmeyi seven ben,TV'de kahve çekirdeği reklamı çıktığı an mahvaluyordum.Yine kendi kendime ; funda artık kahve de içemiyeceksin dedim. Yemek programı,yemekle ilgili reklam,yanımda yemek konuşulması,parfüm kokusu ve seslere duyarlılık başlamıştı.
İşin tuhaf yanı ziyarete gelenlerde herkes güzel kokmak için yarışıyordu :) Herşey bana uzakmış gibi geliyordu artık onu yapamam ,bunu yapamam diyordu zihnim.Hatta elimdeki bir çok parfümümü de yakınlarıma kullanamam artık diye verdim,güle güle kullansınlar.
Bunların hepsi bir süreç geliyor ve geçiyor...
Artık kemocuk ve benim sürecimin nasıl geçeceğini anlamıştım.Bundan sonra...
1-Kemoterapi aldığımda cep telefonumu sessize alacaktım
2-Ev tel.sesisini kıstık, çünkü sıçrıyordum.Zaten uyku denilen birşey yok evde hortlak gibi geziyordum.Her sese sıçrıyor,dalmışsam uyanıyor bide bulantı olunca, ooohhh hepsi bir arada
3-İlk 4 gün mümkünse kimse gelmesin diye rica ettim anneme.Çünkü gelenleri de kırıyorum gibi hissediyordum.Zaten canımla uğraşıyorum.Benim iyiliğim için çabalıyorlar belki ama yokk.Annemin bile elinden gelen birşey yoktu, sonuçta o 4 günü atlatmam önemliydi
4.gün, Ayaklanmadım.Halsizlik,bitkinlik var ama maymun gözünü açmıştı.Canım komşularım mükemmel bi tabak yollamışlar.Bi yemişim bi yemişim :) bi yandan da korkuyorum ya dokunursa diye.Ama ohh sefam olsun 3 günün acısını çıkarmıştım.Karnım doymuşdu :)
5.gün dışarıda yürüyüş 6.gün vs derken toparlanıyordum.Şükürler olsun Rabbim sana
Bakalım diğer kürler nasıl geçecekti ? Kaldımı 3 kür .....
Not : 1. Kemo damardan verildi.Hemsireye port hakkinda danistim.O da damarlarin ince cok yıpranırsın, iyi yapmışsın böyle bir karar vermekle dedi.Zaten elimin üzerindeki morluk 3 hafta boyunca da gecmedi. port kateter üzerine tıklayarak okuyabilirsiniz...
24.02.2014 günü ilk kemoterapimi alacaktım.Ve o gün geldi çattı.
Erkenden hastane beni bekliyordu.Hafif bi kahvaltı yapıp hastane yolunu tuttuk.Kuzenim Rana benim yanımda olacaktı.Hastaneye gittim, odamı buldum, koltuğa yerleştim.İyimiydim hayır! kendimi iyi hissetmiyordum,gergindim,gidilen geçilen yolu bilmeme rağmen bana nasıl bir etki oluşturacak bilemiyordum.Ranayı görür görmez başladım hafif ağlamaya :(
Kemoterapi ilaçlarım hazırlandı ve artık damarlarımdaydı.İlaçlı serumlar verilirken bi taraftan bol su içmeye çalısıyorum ,bi taraftan ayran.Bakalım bu kemocuk bende nasıl bir etki yapacak.İlaçları almam bitti Rana'ya;Nasıl görünüyorum diye sordum.Beyazlamışmıydım ?Evetrengim değişime uğramış, beyazlamıştım.
Abim geldi beni almaya.Abime hiç dinlenme fırsatı vermedik,annemin arkasına benim hastalık olunca :( getir - götür işlemi onun omuzlarına bindi.Peki İyimiydim ?iyiydim. Kendimce belki de bulantım olmaz dedim.Eve geldim,herşey normal di. ohhh bi güzel 2 haftadan beri canımın istediği cacık - nohut - pilav yedim, yemeye deee :)) nerden bilirim beni rahatsız edeceğini :)Gerçi bu rahatsızlıklar yemekten değil,ilaçtan ama o an yemeğe suçu atıyordum.Kuzenim de meme kanseydi,yendi çok şükür. Arayıp tüm iyi niyetiyle bulantımın başlıyacağı saat kordinatlarınıda verdi :) Neler yaşanacağımı ben annemden zaten bilebiliyordum ama duymak da istemiyordum,belki benim bulantım olmayacaktı...
Heee olmadı bekle olmazzz... benim gibi hassas birinin, çelik gibi olmasıda beklenemezdi ama umut işte :) Benim baş dönmeye, bi tuhaflaşmaya başladım.Anneee bana geliyolar ben en iyisi odama gidip yatayım.İstifra etmedim ama ilaçlı safra ve yediğim yemeğe pişman olduğum bi zaman geçirdim ama daha sonrasına uyumuşum şükür.Nerden bilebilirdimki diğer günlerde uyuyamayacağımı.
3 günde toparlanamadım,ye diyolar yiyemiyorum,iç diyolar içemiyorum.Ye israrları bile sıkıcı bir hal alıyordu.Aynada kendi tipimle dalga geçer hale gelmiştim.Sanki artık aynadaki kişi ben değildim :(. Toparlanamıyacağım diye düşündüm.Herşey bana hayal geliyordu.Sağlıklı yürüdüğüm,kaygısızca dolaştığım 15 gün öncesi ile bulunduğum durumu karşılaştırınca , herşey eskide kaldı gibi geliyordu.Bir yanda bulantı bir yanda tansiyon 8'e 4.Geçecek bunlarda geçecekti. Allahım o kadar büyük ki ...bunuda atlatacaktım.
Bu dönemde zar zor su içebildim.(normalde bol sıvı tüketilmesi gerekiyor)Tuzlu patetes haşlaması,tansiyon aleti,tasım,su ve ben muhteşem takım olmuştuk.Ben nereye onlar oraya.Annem o dönemde çubuk kraker,leblebi vs yiyebiliyordu ben hiçç yiyemedim.TV bile izleyemedim :( Kahve içmeyi seven ben,TV'de kahve çekirdeği reklamı çıktığı an mahvaluyordum.Yine kendi kendime ; funda artık kahve de içemiyeceksin dedim. Yemek programı,yemekle ilgili reklam,yanımda yemek konuşulması,parfüm kokusu ve seslere duyarlılık başlamıştı.
İşin tuhaf yanı ziyarete gelenlerde herkes güzel kokmak için yarışıyordu :) Herşey bana uzakmış gibi geliyordu artık onu yapamam ,bunu yapamam diyordu zihnim.Hatta elimdeki bir çok parfümümü de yakınlarıma kullanamam artık diye verdim,güle güle kullansınlar.
Bunların hepsi bir süreç geliyor ve geçiyor...
Artık kemocuk ve benim sürecimin nasıl geçeceğini anlamıştım.Bundan sonra...
1-Kemoterapi aldığımda cep telefonumu sessize alacaktım
2-Ev tel.sesisini kıstık, çünkü sıçrıyordum.Zaten uyku denilen birşey yok evde hortlak gibi geziyordum.Her sese sıçrıyor,dalmışsam uyanıyor bide bulantı olunca, ooohhh hepsi bir arada
3-İlk 4 gün mümkünse kimse gelmesin diye rica ettim anneme.Çünkü gelenleri de kırıyorum gibi hissediyordum.Zaten canımla uğraşıyorum.Benim iyiliğim için çabalıyorlar belki ama yokk.Annemin bile elinden gelen birşey yoktu, sonuçta o 4 günü atlatmam önemliydi
4.gün, Ayaklanmadım.Halsizlik,bitkinlik var ama maymun gözünü açmıştı.Canım komşularım mükemmel bi tabak yollamışlar.Bi yemişim bi yemişim :) bi yandan da korkuyorum ya dokunursa diye.Ama ohh sefam olsun 3 günün acısını çıkarmıştım.Karnım doymuşdu :)
5.gün dışarıda yürüyüş 6.gün vs derken toparlanıyordum.Şükürler olsun Rabbim sana
Bakalım diğer kürler nasıl geçecekti ? Kaldımı 3 kür .....
Not : 1. Kemo damardan verildi.Hemsireye port hakkinda danistim.O da damarlarin ince cok yıpranırsın, iyi yapmışsın böyle bir karar vermekle dedi.Zaten elimin üzerindeki morluk 3 hafta boyunca da gecmedi. port kateter üzerine tıklayarak okuyabilirsiniz...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)