Translate /çeviri

30 Eylül 2014 Salı

Yolun neresindeyim???


Hep bahsetmis olduğum kemoterapiler artık bitti...
19 Ağustos'ta bir nokta koyduk . Umarım son noktadır. 
Pekii herkesin dediği zor olanı atlatmışmıydım?
Belirsizliklerle dolu bir yol daha vardi karşımda, tıpkı haftalık kemoya başladığım dönem gibi.
Haftalıklarımı şükür rahatlıkla atlatmıştım.
Zorlukları olmadı diyemem ama en zor kemoyu alan için bunun zorlukları komufle ediliyordu.
Hayatta herşey unutuluyor...
Unutmasak yaşayamazdık.
Allahımın izniyle bu zorlu süreci sıkıntısız atlattım.
Allah...
Bu hastalikla mücadele ederken hep yanımda olduğunu( aslında hep yanımdaydı ama...) derinden ve  özden hissettim.
"Niye ben?" demedim.Bunda da hayır aradım.
Rabbimin verdiği güç ile kemoterapi dönemini atlattım. 
Onun bana vesile kıldığı değerli ailem ve arkadaslarla...
Yeri geldi kendimi çok yalnız hissettim,  yeri geldi cok değerli olduğumu da...
Ama en önemlisi bu hastalikla mücadele ederken "bundan sonra başkaları için ne yapabilirim?" dedim.
Yalnızlığımda boğulmadım. Yeni şeyler keşfettim, hayatı farklı yönüyle gördüm ,anladım. 
Veee dedim ki;" Funda , merak etme! bundan sonraki sürecinde de Allah sana yardım edecektir"
Ameliyat sürecimide tek başına atlatmayı hedefliyorum...
Bu günlerde geçecek. 

21 Ağustos 2014 Perşembe

3 GÜN 3 GECE TATİL...

Önceden 2 günlüğüne bile değer tatil diyen ben,
Sonraları 3 günlüğüne değmez diyen ben...
Dolu dolu geçen 3 gün 3 gece non stop tatil yapan yine ben...
Hep tetile ihtiyacım vardı ama bir türlü gidemedim.
Ama bu dönem içerisinde herkesin tatil planlarını anlatışlarını,tatil anılarını ve extra tatile ihtiyaç duyduklarını hep güler yüzle dinledim.
Benim de ihtiyacım vardı ;(
Aslım ,can dostum bayramda Ankara'ya yanıma geldi.
Dört gün boşum var hadi tatile götüreyim seni dedi.
''Doktorunda izin vermiş,bak bu tatil iyi gelecek,sonrasında böyle bir fırsatı belki bulamayız'' derken...bir baktım kendimi kabullenmiş buldum.
Aslım ,zaten öncesinde kendi tatilinde de çok israr etti ''atla gel,uçak biletini alayım gel'' diye ama kısmet bu 3 güneymiş.
Sırf benim için kendi çocuğunu annesine- eşine bırakıp bana tatil organize etti.

*************

Bu hastalık gelince ,biz değil miyiz hayata başka bakan....
Yok !!!! belli bir şeyden sonra kısır döngü şeklinde yaşıyoruz.
Ben aslı'ya son 2 kürüm kaldı ,gitmeyelim derken , o da benim bu kadar kemo bağımlılığıma gülüyordu.
Halim komediydi yok son iki kaldı ,illa bitsin,aman enfeksiyon kapmayayım....
En sonunda.....
Aaaaa dedim; ne olacak !!!! yarınım belli değil,hayat akarken yaşamasını bilmek gerek, ne olacaksa olacak dedim.
4 Ağustos günü Marmaris yolcusu kalmasın....
Rabbim sana emanetim ,sen tatilimi hayreyle,sıkıntısız geri dönmemi nasip eyle diyip kendimi Rabbime emanet ettim.
Dop dolu otobüsde sadece benim yanımın boş olarak gitmem tesadüf değildi.
Rabbim benim için her şeyi planlamıştı.Pek uyuyamasam da uzanarak rahat bir yolculuk geçirdim.Pek tabi agzımda maskeyle :(

İner inmez tatil benim için başlamıştı.
Ben kemolarla,tedavilerle uğraşırken ; Hayat akıyor ve devam ediyormuş.
Yapmayı özlediğim herşeyi yaptım.
Resim çektirmeyi seven ben artık objektife bambaşka bakıyordum.
Eski funda gelmişti sanki...
Kimse benim hasta olduğumu anlamadı.
Portumdan dolayı bir kız yanıma yanaştı ve emin olmak için sordu.
''herhalde tedaviniz bitti'' -''hayır tedavim devam ediyor tatile geldim'' dedim.
Şaşırdı :) ama hiçç anlaşılmıyor,ben genelde anlıyorumdurun arkasından maşallahımı da alarak tam gaz tatile devam...
Herkesden kemo boyunca buna benzer çok şeyler duymuştum.
Her neyse tatilim aman ben yol yorgunuyum dinlenmeliyim şeklinde olmadı.
Önceden nasılsa aynen öyle oldu.

*************
İlk denizime girişim...
Bambaşka hislerle girdim denize.
İçinde korku,özlem,korunma,terapi vs herşey vardı.
Aslı'ya dubaya gideceğimi söyledim.O da benim için tedirgin ola ola ''git'' dedi.
Orada bütün içimde biriktirdiklerimi anlattım.Aslında çok şey biriktirmiştim ama denizin içinde hepsi yok olup gitmişti.
Daha sonra şu denize bile girebildiğim,şu an  burada olduğum için Şükrettim  Rabbime...
Rabbim de biliyor! Sonrasında benim gibi rahatsız olan ama gidemeyenler,gitmek isteyenlere de Rabbim bu güzelliği yaşatsın ve hepimize sağlık versin diye dua ettim.

Tatilimin devamında ;
Çılgınlar gibi eğlendim.Barıma da gittim,gezmemede gittim,denizime de gittim.
Yemek konusunda sadece yeşillik ve kabuklu şeylerin yıkanmalarından dolayı uzak durdum.
Kemocuk kendini her fırsatta ben buradayım şeklinde belli etmedi de değil.
Herşeyi dozunda , kararında yapmaya özen gösterdim.
Hayatımda ilk kez gölgelendim :)
Eskiden güneş kovalayan ben , kaçar olmuştum :)
İşin özü 10 güne bedel 3 gün 3 gece mükemmel bir tatil geçirdim.

Bu tatilde emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim.Annem ,aslım ve serkan (Eşi ferrah),ertan (aslının eşi),meryem anne,abim....Aslı ile serkan bu tatilimi unutulmaz yapanlar arasında.Benim sponsorlarım.Bir de bir koca düşünün...arkadaşı mutlu olsun diye eşini tatile yollayan ,çocuğu sen düşünme funda mutlu olsun diyen ''ertan''.....
Bana inanılmaz bir tatil yaşattınız,hakkınızı ödeyemem...
Tatilim 4. günü veda günüydü...
Gözler şelaleydi.Ağlamasam şaşardım zaten.
Aklımdan neler neler geçti,o yaşlar boşa şelale olmadı ;(


NOT :Yol arkadaşıma ;

           Hastayım diye bazı şeyleri ertelemeyin!
           Sizin için çabalayanlarla farklı bir tatil geçirebilirsiniz.(tabii çok sık rastlanamıyor)
           Güneşten korunun. (ben saat 17:00 ile 20:00 arası denize girdim.Güneşin tepede oldugu zamanları seçmeyin.sabah saatleride idealdir.
           Güneş kreminizi sık sık sürün.
           Yeri geldi güneş rahatsız etmesin diye ; t-shirt ve genelde şapka ile denize girdim.
           Çok aman aman birşey yapmadım ama içten içe tırsmalarımda olmadı değil.
            Şükür bir sıkıntı yaşamadan evime ve tedavime döndüm....
           DOKTORUNUZA DANIŞIP SİZLERDE TATİLE GİDEBİLİRSİNİZ...
          








4 Temmuz 2014 Cuma

Haftalık kemoterapi


Evet artık 4 büyük kemoterapim bitmişti.
Hani boğulacaksan derin sular da boğul derler ya....
Ben zorluları atlatmışken,güçlüyken... kolaylar dağ gibi görünür olmuştu.
Daha haftalıklara geçmeden bunalmaya başlamıştım.(Yakın çevremdekiler bunu daha net gözlemlemişlerdi)
12 kür  haftalık almak demek ; her hafta  2 gün hastanede olmak demekti. :(
Cuma kan ver pazartesi kemo al.
Pazartesi peygamber efendimizin en sevdiği gün diğeri mübarek gün...heeh bende bu iki özel günde hastanede olacam dedim durdum.
Ne oldu ben gün almayı unuttuğum için.... çarşamba  kan veriyorum,perşembe kemo alıyorum :) bu daha iyi oldu.Herşeyde varmış bir hayır.
Bu satırları okuyanlar aman ne olacak sağlığın için gidiyorsun da diyebilir.Ne hastalar var şükür de diyebilir, zorları atlattın bunlar kolayda diyebilir.Diyebilir de diyebilir....
İnanın bende annemle hastaneye giderken  annem -''artık ayaklarım çekmiyor'' dediğinde onu anlayamamıştım ve yukarıdakilere benzer şeyleri anneme söylemiştim.
Ama yaşamak ayrı bişeymiş onu gördüm.

   Bu ilaç diğerine göre cok daha hafif bir ilaçmış.Doktorum ve alanlardan biliyordum ama yaşamak başka birşey olduğundan kendim deneyimleyecektim.
Tedaviye baslamadan önce kontrollerim yapıldı.Hersey şükür iyiye gidiyordu.
Misafiri yolcu etmeye başlamışım.Haftalık alacağım ilacında 6.küründe dr. ile görüşülecek ve  tekrar bi misafirin durumuna bakılacak.

*************
Sıra geldi tedavime....
29 mayıs'da tedavime temel attık.
Önemli olan başlamaktı.
Artık uzaktan dağ gibi görünen tedavime, ilk adımımı atmıştım.
Bundan sonrasını Allahın izniyle rahat atlatacaktım onu gördüm.Artık dereyi görmüstüm, içim rahattı.
Bu ilacında yan etkileri yok muydu?... vardı.Hepsini ben kemo alırken bir bir sıraladılar.
Ben zaten biliyordum ama duyunca yinede bi tuhaf olmustum.
O aşamada  önceleri herşeyi kabullenen ben ; ufak çaplı bir medcezir yaşadım.Bunu gözlemlediğim kadarıyla herkes yaşıyor.
Demek ki bu başka bir psikolojiymiş.
Kişi giden herşeye alıştığı gibi gelen herşeye de alışıyormuş.Sonra bu tedaviyle onlarda gidecek denilmesi; ya duymak istemediğim birşey yada o anlık bi sindiriş....

Örnek : Saçların kemoda gideceğini biliyorsun.Gidiyorda,alışıyorsunda...
Sonra bende öyle oldu başkasını bilemem.çıkmaya başladılar :) şaka maka çıktı 4. kemo biterken saçlıydım.
Şimdi bu ilaç hepten saçı-kaşı-kirpiğini dökecek diye duyunca ben bi üzüldüm.
Tabii sorduğum tek şey kirpiklerimde mi???Bir kere kemonun bu cilvesi bu bunu biliyorum ama insanoğlu yinede bi üzüntü yaşıyor sonra yine herşeye alışıyor.
Saç gidiyo alısıyor,geliyor onada alışıyor sonra yine gidecek deniliyor ona da alışıyorsun yani tam anlamıyla git-gelli MEDCEZİR tabirim tam bu durumu anlatıyor.

AAAAA bu arada kemo demek;sadece saçın gitmesi değil.Bunu lütfen unutmayın! 
Zaten artık çevremde konuşmaya,espiri yapmaya çekinir oldum.Herkes konuyu saça bağlıyor.
Bizden gidenleri bir biz biliriz.Keşke herşey saç olsaydı....
O nedenle hiç birşeyi net olarak yazmadım,anlatmadım.
Çünkü kemoya başlamış, başlayacak kişiler bu yazıyı okuyabilir.O yüzden bence kendi yaşayıp deneyimlerler diye düşünüyorum.
Ama şunu diyebilirim ;
Şükür bu haftalıklar da : mide bulantısı,istifra,tat almada bozukluk yaşanmaması  ve normal hayatın akışını engellememesi en güzel ve sevindirici yanı.

*************

Şuan bu yazımı yazarken 6.kürü almış bulunmaktayım.Yani artık yarıladım.
İlaç öncesi bana denilmiş olan ilaç şunu bunu yapacak/yapabilir dediklerini 4.kürden itibaren yavaş yavaş yaşamaya başladım.Son durum ne olur Allah Kerim.Yaşayıp göreceğim .

Bu  6 kür boyunca rahat  bir kemo dönemi geçirdim.
Benim misafirin gitmesinde de çok etkili bir ilaç olduğu kanısındayım(Maşallah diyeyim de) ama tabii son durumu doktorum ve sonuçlar söyleyecek.

  İşte böyleee.....



4 Haziran 2014 Çarşamba

4 Büyük kemoterapi - Bitti -

Erken teşhisin hep üzerinde duruluyor,önemseniyor ya
Evet çok önemli...
Eğer erken evre olursa meme kanserini, kanser olarak nitelendirmiyorlar bile.
Ama ileri evrede...
Uzun,meşakkatli bir yol oluyor.
Dört tam kürü 21 günde 1 aldım.
Zorlumuydu? - evet... sabır ,moral ve güç gerekiyor.
Şükür ki Rabbime hep yanımdaydı.
Bu dönemimde üzülmemesi,yorulmaması gereken kişi olan anneme çok yük bindi.
Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmazmış...Hakkını ödeyemem canım annemin
İlk kemoterapi de tabii kıyas mümkün olamıyor.
Bana göre zorluydu...
Ne bileyim 2.kemonun beni devirmek için uğraşacağını  :(
O ilk gün geçmedi ,geçmedii
Ama artık vücudumun kemoya verdiği tepki belliydi.
Çözmüştüm kendimi.
3.kemo yine sıkıntılıydı ama ikiye göre iyi
4.kemo ilk günü yine kötüydüm ama diğer günler ve öncekilere göre çok daha iyiydim.
Yemek yiyebildim,rahatca bu dönemi halsizliğim olsada daha rahat atlatmıştım.
Bu kemocuk bayana /erkeğe, kişiye,yaşa,herşeye göre değişiyor.
Herkes de aynı etkiyi-tepkiyi yapmıyor.
Hastanede tanıştığım bir kaç kişi bulantısız atlattıklarını ,uyuyabildiklerini,su içebildiklerini söyledi.
Bunları erkek hastadan duyunca şaşırmayan ben iki bayandan duyunca ''nasılll yani? ''dedim.
Şaşkınlığım bi yandan özentiye dönüşmüştü.
İmrenmiştim de, ne yalan söyleyeyim.
Her kemoya gidişimde bu iyi olacak ,iyi geçecek umudunda olarak gittim hep; ama....
Sonuç hep aynıydı.21günlük periyodun ilk bir haftası kendime gelmekle
Diğer ikinci hafta gezme,sosyalleşebilme haftası
Son haftam da pili bitmiş oyuncak gibi kan değerlerini toparlamaya çalışıp, uzanıp dinlenme yada kendimi yormadan geçirdiğim bir dönem olarak geçti.
Son 4.kemoyu almadan 2 gün boyunca çok stresliydim.
Artık dört büyük bitmişti.
Maçla hiç alakam yoktur ama...
4 büyükler ligden düştü ,12 küçükler sahada yerlerini almak için bekliyorlardı.

*************             *************              *************
Bir Atasözümüz var ;''Boğulacaksan büyük denizde boğul '' diye...
İşte ben bu büyük kemoda güçlüydüm.İyi göğüslemiştim bu tedaviyi
Ama küçükler bana nedense dağ gibi görünür olmuştu.
Biliyordum küçükler daha hafif geçecek vs ama dereyi ben daha görmemiştim ki....
Bazen ne sabır kalıyor,ne istek kalıyor,ne başka bişey ya... işte ben tam o haldeydim.
Oh tamam bitti büyükler demem lazımken ,-ki diyordum ama içim içten içe yengeç gibi yan çiziyordu :)
Derinleri aşmışken,sığ kısımlara gelmişken beni bunaltılar bastı.
Bir tatile ,değişikliğe o kadar ihtiyacım vardı kiiii :(
Hep son kemodan sonra dedim ama Allah nasip etmeyince olmuyor.
Tatil planının yerini, detaylı kan sayımı ve ultrason ile kontroller vs.için hastane aldı.
Allahtan Sonuçlar sevindiriciydi.
Benim yüzüm kısmen gülse de ; önemli olan en son kurulun vereceği karar olacak.
Ultrasonumu yapan doktorum mükemmel bir doktordu.
Mamografi 40 yaş sonrası için denir ama ,tüm ilaç tedavim bitince ortak karara göre mamografi de çekilecek.

İlacın tedaviye yanıt veriyor olması,bunun tıbbı olarak kanıtını görmek, bu sevimsiz şeyin vücudumdan gitmek üzere olduğunun azda olsa haberini almak beni umutlandırmışdı.
Hiç kusura bakmasın biran evvel kovulurcasına,hatta ayak üstü konuşmasız mümkünse tefolurcasına,kaçarcasına gitsin :)) bir daha gelmesin kışşş kışşş 

Bu zorlu süreç öyle böyle geçti.Zorluydu,zorladı ama herşey geçiyor herşey bitiyor.Bunlarda bitecek.Şükür kan sayımlarımda bir kere aksamalı olarak ve onun dışında tedavimi etkiliyecek başka unsurlar olmadan bu günleri de geçirmiş bulunmaktayım.
Rabbim sana binlerce kere Hamdolsun,şükürler olsun.

Şimdi sırada küçükler var....



19 Mayıs 2014 Pazartesi

Yalnızlık...

Yalnizdim...
Hem çok kişi vardı,  hem kimse yoktu.
Kim çare olabilirdi bu yaraya
Duadan başka ne gelirdi elden.
Alıştırmak istemedim fazla aranılmayı,belki tercihim öyleydi belki yasanilmis tecrübem...
Öyle degilmidir?Vefatta,düğünde,kına da, hastalikta...
O anlarda kenetlenilir, sonrasi düşünülmeden sahiplenilir, belki de paylaşılır hüzün ya da mutluluk
Peki ya sonra...
Kaderine bırakılırsın...
Aslinda hep yalnızdın,yalnızım,yalnızız
Herşey anlık sevgi,sahiplenme,paylaşım
Devami olmayan bir yol gibi;
Anı yaşıyoruz
Bir an gündemde oluyorsun,
Alkışlar seni sevindiriyor,bazen sıkıyor ve sonra unutuluyorsun!
Tek ben değil , herkes yaşıyor bunu
Herşeyi dibine kadar yaşıyoruz.
Ortası ,rotası yok bunun...
Seviyorsak sonuna kadar,sevmiyorsak hiç sevmiyoruz.
Üzülüyorsak sonuna kadar
Ağliyorsak sonuna kadar...
Bir tarifi ortasi yok mudur?
       
                                                      "fundacahayat"

4 Mayıs 2014 Pazar

Sıfırlanmak bu olsa gerek...Saçları yolcu etme serüvenim




 Ne hikmetse 3 seneye yakin süredir ana saç rengime dönmüş ,boyatmaya bile kıyamıyordum. Doğum günümde belki birşeyler yaparım diyor sonra yine vazgeciyordum. Annemle olan rahatsızlık dönemimde ise saçlarıma daha çok önem gösterir olmuştum,belki  odönem etkilemişti,belki de doya doya saçlarıma veda için böyle bir his gelmişti.
Saçlarımı fönletiyor,yapıyor bir başka bakıyordum.

Annemin kemodan dolayı saçları dökülürken yanındaydım o evrelerini beraber yaşadık.
Annem dökülmesini beklemiyordu.Tedbir amaçlı alıyordu ve doktor fazla dökülmez demişti.
Ama dökülüyordu. Moral verme amaçlı herkesin dediklerini ben anneme demedim.
Sıfırlanırkende yanındaydım.Peki kızı olarak ona moral olsun diye bende kestirsemiydim?
Hayır ! ben bunun moraline inanan biri değilim.Kişi zaten kendi yaşıyor, karşısındaki kişinin de böyle bir şey yapması kişiye moral olur diye düşünenlerden değilim.Ve halen de aynı şeyi savunuyorum.

Herkes saçların dökülecek mi? diyordu.
-Evet ,dökülecekti.Bu kaçınılmaz bir gerçekti.
Belki dökülmez diyenler de olmadı değil :)

Kemoterapi almadan önce saçlarımı kestirdim.Sonra nasılsa sıfırlanacakdı
Kuaförüme gittim ve bana değişik bir tarz uygula ama uzun olmasın, nasılsa gidecekler dedim.
İstem dışı kestirmek bambaşka bir duyguymuş.
Heyecanlı ve üzgündüm.Her evremi resmettim.
Hüzünle uğurlarken giden saçlarımı ,sevinçle karşılamıştım yeni imajımı.
Herkes çok beğenmişti.Gerçekten güzel olmuştu bi 10 yaş daha geç göstermiş beni :)
Ben zaten genç gösteren biriydim, daha da genç gözükmek miii....aman Allahım durun ben benjamin button değilim :),
Çok güzel yorumlar aldım ama bu kesim farklı olduğu için ister istemez bazı sözler komik oluyordu.
Ne kadar güzel olmuş, marjinal bir değişim gerekiyormuş vb...bir sürü şeyler söylendi.
-Yaa öyle mi ? sende marjinal bir değişim yapabilirsin ,eminim sana da çok yakışır...diyesim geliyor diyemiyordum.
Neyse artık kısa saç kestirmeye cesareti olmayanlar, beni örnek alabilirler.
Yani bazen kişiye moral vermek istiyoruz ama bazen o moral olmayabiliyor.
*************
İlk kemomu almıştım artık dökülme sürecini bekleme vaktiydi.
Kemoterapimden 9-10 gün sonra sanki başımdaki saç benim değildi.
Sönük,cansız bir garip saçım vardı.Ne o güya saçım var ama şekil almıyor bi değişikti.
Gerçi bunu tek fark eden bendim .
Zaten 14. -15. gün hiç sekme yapmadan saçlarım dökülmeye başlamıştı.
Dedim sıfırlamayım gittiği yere kadar gitsin ama bu bi zulm olacaktı.Tecrübeliydim ama cansız saçıda tutasım gelmişti.Bir yanım sıfırlamak istiyor, diğer yanım azıcıkta olsa ...kestirme diyor :)
O an ki psikoloji daha farklı birşey olsa gerek.
Ama o dökülen saçı temizlemek, toplamak da ayrı bi dert.Bunu biliyordum.
Ay ben her yerde saç görmek istemiyorum diyip ;
 Kuaföremi gidip,saçların sıfırlanma vakti geldi dedim.
Aynada ki yeni beni sevmiştim.Ne kadar güzelmişim ben :)
Herkes kafa şeklimi çok beğendiler, hemen bu güzelliğe eve gidip makyaj yapmalıyım dedim.
Dediğimi de yaptım.
Hayata bak ! 13 şubat doğum günümde hastalık işlemim için uğraşırken, 13 Mart da sıfırlanmıştı saçlarım.
Herşey çok hızla değişiyordu benim için.Tek tesellim iyileşecek olmamdı.
Sıfırlanınca bile saçlar uzuyor, sonra onlarda minik minik dökülüyor.En azından göz görmüyor gönül katlanıyordu.
İlk etapta minik minik dökülen saçların dökülmeside zor olmuştu.O da batıyordu :) ama diğerinden daha iyiydi.
Giden saçlarla birlikte bir şey keşfettim.
 Ensemde eskiden kızarıklık ,gül olarak bildiğim minik bi leke vardı.Pek minik değilmiş.
Meğer  bir doğum lekesiymis.İşin komik yanı  aynı yerde annemde de varmış,ağbimde de :))
Bizler dazlak olunca ancak fark edebildik...
Bu arada saçlarım sıfırlanınca ağbimle de birbirimize benzer olmuştuk.
Kardeş olarak biz hiç birbirimize benzemeyiz.Benzeten de hiç olmazdı.
İlk kez benzetiliyorduk :) demek benim saçların sıfırlanması gerekiyormuş. :)

*************
İnanın hiç üzülmedim giden saçlara ,bu bir süreçti.
AMANN
Keşke herşey saç olsaydı...Dimi
Ama öyle değil, değildi...
Ne insanlar var hastanede.Bu hastanede farkları daha çok görüyordum.
Bembeyaz kişiler ,oturuyorum sanki bi onlar var bir de normal insanlar.
Bende öyle olacaktım.
Kendimi alacakaranlık kuşağında gibi hissediyordum.
Önce ten rengi değişiyor,saç gidiyor,kaş gidiyor ve kirpikler....
Farklı olunuyordu...olacaktım...oldum.
Bu yazıyı yazarken 4. kemoterapimi almak üzereyim ve artık kirpiklerimde sayılır hal aldı :(
Hiç bişeye üzülmedim ama o güzelim kirpiklerime içim yanmadı dersem yalan söylemiş olurum.

*************
Peki ya çevre ;

 Bu dönemde ben çok üzülmesemde , bazen çevrenin söylemleri canımı sıkıp, üzebiliyorudu
Herkesin ağzında tek cümle; sözleşmiş, yaşamışlar gibi (Allah kimseye yaşatmasın)

Üzülme!eskisinden daha gür ve güzel saç çıkacak.
---Ben eski saçımdan da memnundum---
---Ben üzülmüyordum ki.---
Zaten bende saçın çıkacağını biliyorum yani inanın bu şekilde kişiye moral vermiyorsunuz.
Benim bu konuda morale de ihtiyacım yoktu.Ne söylesem,ne espiri yapsam, ne konuşsam sonuç belliydi.
<< Üzülme yenisi,güzeli,gür çıkacak.Kıvırcık çıkacak şöyle..böyle...>>
Ayy bu durum beni inanın sıktı.
İlla bişey demek zorunda değilsiniz.
Benim  kuzenim de meme kanseriydi ama ben aaa saçların gitti mi? üzülme yenisi çıkar demedim.
Bu durum tek bende sıkıntı değil ,kanserle mücadele eden bir çok kişide de inanın böyle.
O yüzden sizler destek olmak isterken aslında kötü birşey demiyorsunuz.
Ama hassas bir dönemden geçerken karşınızdaki kişi ,sizin gibi düşünemez.
Tıpkı sizlerin, bizler gibi düşünemediğiniz gibi....

                                                                                                        Sevgiyle ve sağlıkla kalın.










3 Mayıs 2014 Cumartesi

SENDEN ÖNCE BEN / JOJO MOYES



Senden Önce Ben -Jojo MOYES

Kitap okumayı seven biri için en büyük keyif kitap okumak olsa gerek.
Hastanede annemi beklerken zevkle kitap dünyasında yerimi alıyorudum.
Çok güzel, etkileyici ve iki gün içerisinde bitirdiğim akıcı bir kitap oldu.   
                                  

Bence keyifle okuyacağınız bir kitap.Rahatsızlığım öncesinde okumuştum.Empati kurabilen biri olarak, bu kitapta Will 'i anlıayabiliyor ama onun gibi düşünemiyordum.Daha sonra hastalığımı öğrendikten sonra,tekrar bu kitabı düşündüm ve....Malesef hastalık başka birşey,anlamaya çalışmak çok önemli ama empati kurulamıyor.
                             
                                                                                                                         Keyifli okumalar....
                                                                                                                                     F.C




1 Mayıs 2014 Perşembe

PORT TAKILDI...





Port Kateter
Göğüsün üst kısmına ya da doktorun o kısımlarda uygun gördüğü yere cilt altına yerleştirilen bir ucu ana toplar damar,diğer ucu cilt altında olan ve  ilaç uygulamalarına imkan veren suni damar oluşturma işlemidir.


Hastalıkla mücadele eden biz hastalar için belki can sıkıcı bir durum ama kanser hastalarında kemoterapi sırasında sürekli damardan ilaç alımında enjeksiyon sırasında damar boyunca hissedilen ağrı ve yanma olabiliyor(ben bunu kan aldırma aşamasında hissetmiştim) ya da damar yolu bulunması zor olabiliyor. Bazen de damarların ve üzerindeki cilt tabakasının zarar görmesine hatta doku kaybına varan durumlar ortaya çıkabiliyor.Port kateter takıldığı zaman ise her seferinde damar yolu aranmasına gerek kalmadan suni damardan ilac alınıyor.

Vücuda takılan alet aşağıdaki gibi birşey...

port katater

30 Nisan 2014 Çarşamba

Pet/pt -e-mar ve patoloji sonuçları

Kemoterapi eğitimi için gittiğim gün ,bütün sonuçlarım da çıkmış,toparlanmıştı.
Doktorumla görüşmeden önce raporlar elimdeydi.İç açıcı durmuyorlardı karşımda :( Mızıklamaya başlamıştım.Orada bi bayan " amann boşver dedi benim neler vardı neler ,simdi hepsi gitti sen raporlara bakma" dedi.Gerçekten rapora baksam ne bakmasam ne...
Bu hastalık geldi mi?, geldi. II olan III olmuş,bilmem nerelerinde tutulmalar gözükmüş peee...bakalım doktor ne diyecek.
Patoloji önceden yapılmıştı başka hastanede ama bulunduğun hastane onu mutlaka kendi de inceliyor.Grade II olan şey ,olmuştu bana Grede III. Bi iyi şey 21 günde 4 kür alımında değişen birşey yoktu ama 12 kür haftalık  alacak olacağım ilaç tablomdan, ''herseptin''denilen ilaç verilmeyecekti.Bu iyi birşey miydi?Evet doktor daha hafifledi ilaç dedi.
 Pet/Bt - detaylı kanser taraması
Bu sonuçlar çokkk önemli.Pet 'de tutulma diye bir tabir var.Yani kanser hücrelerinin görüldügü yerler.Yani  bakalım bu hücre başka yerlere sıçramış mı ? tıbbi ismi ; metastas var mı?diye bakılıyor. Bende de tutulumlar vardı.Lenflerde görülüyordu.Bir de :((( vardı işte bi yerlerde daha. Üzülmüştüm.Doktorum hemen bir bilgisayarlı tomografi istedi.
Yaaa fundacım yok o ,yok bu,yok şu derken neler çıka geliyor.Her şeye alışıyordum zaten, buna da alıştım.
Sonuç : İyice tutulmuşum ;) aşk bu mu? sevda bu mu? hayattt bu mu ? bu ;)
 
Doktorum ; funda bunların hepsi yok olacak göreceksin dedi.Hatta büyük bir ihtimalle ilaçla memedeki kitle bile kendiliğinden yok olup gidecek dedi.Sevindirik olmuştum her ne kadar ihtimal de olsa bunu duymak bile güzel geliyor.
Gerçekten öylemi olacaktı ?...
Kemoterapi eğitimi-tomografi günü alma-sonuçları hocaya gösterme derken işlemlerim kısmen bitmişti.Öğleden sonra beslenme eğitimim  ve psikiyatri kalmıştı.

UYARI : Pet/Bt 'ye girmiş kişi yüklü miktarda radyasyona maruz kalıyor. O gün mümkünse toplu taşıma araçları,topluluklar arasında bulunulmaması gerekiyor.Özellikle hamile-yaşlı ve çocuklardan uzak durulmalı.Hamilelerde düşük yapma riski oluşturuyormuş.
Aslında bu çok önemli bir konuydu.Bana bunu hem kemoterapi eğitiminde hemşire, hemde pet çalışanı söylemişti.Sakın ortalıkta dolaşmayın!
EEE iyi de benim maddi olanağım,yakınım var. Bir şekilde beni alırlar yada taksiye binerim.Ama ya maddi olanağı olmayan kişi; o ne yapsın?(burada yazdıklarımın hepsinide bunu bana söyleyenlere söyledim)Maddiyatı olmayan bir kişi yada yakını olmayan bir kişi ,karşısındakini yada toplu taşıma araçlarındaki  hamile /çocuklu/yaşlıları  düşünemezki...
İyi hoş bu konuda çok bilgilendirme yapıyorlar ama icraat sıfır.Hatta böyle bir durumdan haberi olmayanlar bile var. Bilgisizce dışarıda dolaşan,yemek yemeğe gidenler...
Ben burada yine her zaman ki gibi eksik yapılanmayı suçlarım.Ya bu durumdaki kişiyi hastane ortamında dinlendireceksin ya da bu kişilere olanaklar sağlayacaksın.

Kemoterepi eğitimi : Bildiğim şeylerdi ama farklılıklarda yok değildi.Nar, greyfurt ve kan portakalı yasaktı.Ben greyfurt yasak bilirken....Başka bi yer kiwi de yasak diyo ama benim bulunduğum hastane ne dediyse o şekilde davrandım.
Bu ilaç aslında kadar da masum ilaç değil.Cok yan etkileri var .Duyunca kisiyi sıkıntılar sarıyor.Onlara deyinmeyecegim.Genel olanlar lokosit,monosit-nötrofil değerlerinin düşüklüğü.Yani enfeksiyona her şekilde açıklık(acik davetiye).
-extra hijyen -yeşilliklerin bol ve sirkelerle dezenfekte edilmesi 
-Dis etleri ve fircalamada extra özen (cocuklar için olan diş fırçası aldım), yaralanmalar vb...ne ki canım.
-Kan değerleri yüksek çıkmalı ki bi sonraki kemoterapiyi alabilesin.Tedavin etkilenmesin
-Bu dönemde hastalanmamak da tedavinin aksamaması yönünden çok önemli.Çünkü kişi her ilacı kullanamıyor. Bebek gibi kendime bakacaktım/tık.

 ************

Beslenme eğitimim öğleden sonraya kalmıştı. 

Annemin kemoterapi aldığı hastaneye gidip,Orada yakınımız  olan Ayten ablayla konular ve sonuçlar hakkında konuştuk.Onkolojideki hemşirelerde beni duymuşlar ,destek olmaya çalıştılar.İyiki varlardı ,iyiki hepsini tanımışım.Çok destek oldular.Bana port taktırmamı önerdiler.Ben , annemde bile yok port taktırma derken kendime taktırmayı düşünür hale geldim.Uzun bir tedavi olduğundan dolayı port taktırmak aslında en akıllıcasıydı.Çünkü kemoterapide damarlar belli bi şeyden sonra bulunamıyor.(bu da kemonun cilvelerinden) Tamam dedim.Buna da tamam, haklılardı benim rahatımı düşünüyorlardı.

Öğlen kuzenimle buluştuk, onunda hastanede kontrolleri varmış.Onun da portu vardı ,doktoruma danıştık hemen dedi.İstemde bulundu ,heh bi de port takılacaktı :) Port için,ilk kemoterapimden 8 gün sonrada ameliyat günümü almıştım.

Beslenme Eğitimi : Gerçi ben beslenme eğitimi aldım ama çevremde herkes uzmandı.Ben kırmızı et yemiyen birisiyim.Herkes yemem gerektiğini savunup bunu empoze etmeye çalıştılar.Uzmana göre ;alternatifler geliştirdik,demir bağlamam yüksek ama demir sınırdaydı onlar hakkında konuştuk.Demir oluşturmak için muhakkak sabah kahvaltıda yumurta yanına bol yeşillik yenilmesi demir oluşumu için önemliymiş.
İlla et ye demedi.YEMİYORUMDA...

 Psikolojik destek
Peki ya bu hastalığa yakalananlar psikolojik destek almalı mı?Evet almalı dedim. Bende kendimce bunu tek başıma kaldıra bileceğimi düşünmedim.Bu yazıları şuan neredeyse 4.kemoterapimi almaya yakın bir sürede yazdığımdan, genel olarak psikiyatri konusunu yazıp kapatacağım.
1 kere gittim.Bu dönemdeki sıkıntılarımı,kaygılarımı,kırgınlıklarımı konuştuk.Rahatladım mı ? hayır...Bazen yakinlarim yada dostlarimla istişareler daha etkili olabiliyor.
Benden dosyamı istedi,ona göre bana bu dönemi rahat geçereyim diye ilaç yazacaktı.Yok vermem dedim sonucta 2 gün sonra pazartesi  günü ilk kemo günümdü.Dosyayı size verirsem  ben o gün bide dosyanın peşinde koşturamam dedim.Çünkü çok ters yerdeler bir de artık yeteri kadar yorgundum zaten.Bana tamam fotokopisini bırak dedi,ben seni tekrar çağıracam görüşeceğiz ,sonrasında sen ne zaman istersen o zamanlarda da ayarlamalar yapar ,bu şekilde devam ederiz dedi.  Kuzenim rana 5 gün sonra  dosyamın fotokopisini servise bıraktı ama beni ne arayan varrr, ne soran :)
İhtiyacım olduğunu düşünmedimi ne :)

 Anladım ki  bana Allah yetiyor,ihtiyaç da duymadım ,Rabbimde duydurtmadı  şükür ....


O gün benim için her yönden yorucuydu...



İlk Kemoterapim :\

İşlemlerim çok hızlanmıştı.Hemen kemoterapiye başlamam gerekiyordu.Elimimdeki sonuçlara göre bir tablo oluşturulmuştu zaten.
24.02.2014 günü ilk kemoterapimi alacaktım.Ve  o gün geldi çattı.
Erkenden hastane beni bekliyordu.Hafif bi kahvaltı yapıp hastane yolunu tuttuk.Kuzenim Rana benim yanımda olacaktı.Hastaneye gittim, odamı buldum, koltuğa yerleştim.İyimiydim hayır! kendimi iyi hissetmiyordum,gergindim,gidilen geçilen yolu bilmeme rağmen bana nasıl bir etki oluşturacak bilemiyordum.Ranayı görür görmez başladım hafif ağlamaya :( 
Kemoterapi ilaçlarım hazırlandı ve artık damarlarımdaydı.İlaçlı serumlar verilirken bi taraftan bol su içmeye çalısıyorum ,bi taraftan ayran.Bakalım bu kemocuk bende nasıl bir etki yapacak.İlaçları almam bitti Rana'ya;Nasıl görünüyorum diye sordum.Beyazlamışmıydım ?Evetrengim değişime uğramış, beyazlamıştım.
Abim geldi beni almaya.Abime hiç dinlenme fırsatı vermedik,annemin arkasına benim hastalık olunca :( getir - götür işlemi onun omuzlarına bindi.Peki İyimiydim ?iyiydim. Kendimce belki de bulantım olmaz dedim.Eve geldim,herşey normal di. ohhh bi güzel 2 haftadan beri canımın istediği cacık - nohut - pilav yedim, yemeye deee :)) nerden bilirim beni rahatsız edeceğini :)Gerçi bu rahatsızlıklar yemekten değil,ilaçtan ama o an yemeğe suçu atıyordum.Kuzenim de meme kanseydi,yendi çok şükür. Arayıp tüm iyi niyetiyle bulantımın başlıyacağı saat kordinatlarınıda verdi :) Neler yaşanacağımı ben annemden zaten bilebiliyordum ama duymak da istemiyordum,belki benim bulantım olmayacaktı...
Heee olmadı bekle olmazzz... benim gibi hassas birinin, çelik gibi olmasıda beklenemezdi ama umut işte :) Benim baş dönmeye, bi tuhaflaşmaya başladım.Anneee bana geliyolar ben en iyisi odama gidip yatayım.İstifra etmedim ama ilaçlı safra ve yediğim yemeğe pişman olduğum bi zaman geçirdim ama daha sonrasına uyumuşum şükür.Nerden bilebilirdimki diğer günlerde uyuyamayacağımı.
3  günde toparlanamadım,ye diyolar yiyemiyorum,iç diyolar içemiyorum.Ye israrları bile sıkıcı bir hal alıyordu.Aynada kendi tipimle dalga geçer hale gelmiştim.Sanki artık aynadaki kişi ben değildim :(. Toparlanamıyacağım diye düşündüm.Herşey bana hayal geliyordu.Sağlıklı yürüdüğüm,kaygısızca dolaştığım 15 gün öncesi ile bulunduğum durumu karşılaştırınca , herşey eskide kaldı gibi geliyordu.Bir yanda bulantı bir yanda tansiyon 8'e 4.Geçecek bunlarda geçecekti. Allahım o kadar büyük ki ...bunuda atlatacaktım.
Bu dönemde zar zor su içebildim.(normalde bol sıvı tüketilmesi gerekiyor)Tuzlu patetes haşlaması,tansiyon aleti,tasım,su ve ben muhteşem takım olmuştuk.Ben nereye onlar oraya.Annem o dönemde çubuk kraker,leblebi vs yiyebiliyordu ben hiçç yiyemedim.TV bile izleyemedim :( Kahve içmeyi seven ben,TV'de kahve çekirdeği reklamı çıktığı an mahvaluyordum.Yine kendi kendime ;  funda artık kahve de içemiyeceksin dedim. Yemek programı,yemekle ilgili reklam,yanımda yemek konuşulması,parfüm kokusu ve seslere duyarlılık başlamıştı.
İşin tuhaf yanı ziyarete gelenlerde herkes güzel kokmak için yarışıyordu :) Herşey bana uzakmış gibi geliyordu artık onu yapamam ,bunu yapamam diyordu zihnim.Hatta elimdeki bir çok parfümümü de yakınlarıma kullanamam artık diye verdim,güle güle kullansınlar. 
Bunların hepsi bir süreç geliyor ve geçiyor...

  Artık kemocuk ve benim sürecimin nasıl geçeceğini anlamıştım.Bundan sonra...
1-Kemoterapi aldığımda cep telefonumu sessize alacaktım
2-Ev tel.sesisini kıstık, çünkü sıçrıyordum.Zaten uyku denilen birşey yok evde hortlak gibi geziyordum.Her sese sıçrıyor,dalmışsam uyanıyor bide bulantı olunca, ooohhh hepsi bir arada
3-İlk  4 gün mümkünse kimse gelmesin diye rica ettim anneme.Çünkü gelenleri de kırıyorum gibi hissediyordum.Zaten canımla uğraşıyorum.Benim iyiliğim için çabalıyorlar belki ama yokk.Annemin bile elinden gelen birşey yoktu, sonuçta o 4 günü atlatmam önemliydi

4.gün, Ayaklanmadım.Halsizlik,bitkinlik var ama  maymun gözünü açmıştı.Canım komşularım mükemmel bi tabak yollamışlar.Bi yemişim bi yemişim :) bi yandan da korkuyorum ya dokunursa diye.Ama ohh sefam olsun 3 günün acısını çıkarmıştım.Karnım doymuşdu :)
5.gün dışarıda yürüyüş 6.gün vs derken toparlanıyordum.Şükürler olsun Rabbim sana
 
Bakalım diğer kürler nasıl geçecekti ? Kaldımı  3 kür .....

Not : 1. Kemo damardan verildi.Hemsireye port hakkinda danistim.O da damarlarin ince cok yıpranırsın, iyi yapmışsın böyle bir karar vermekle dedi.Zaten elimin üzerindeki morluk 3 hafta boyunca da  gecmedi. port kateter üzerine tıklayarak okuyabilirsiniz...

9 Nisan 2014 Çarşamba

CA ile tanışma ve yaşam... ( sosyal sitemde ilk paylaşımım.Blogda da yerini almalı)

''Ca'' - kısa tıbbi adı...ilk tanışmamız, Eylül 2013
Anneme tetkikler yapılırken,doktor geldi ve biz bu tetkikleri yapıyoruz ama sonuç belli
Annen Kanser dediler...
O an anlatılmaz anlatılamaz birşeydi
Nereye gitsem hangi doktorla konuşsam şanslı diyordu.Kanser ve şans ikisi bir arada nasıl ki...
Yakınlarımda-çevremde gördüm ama yaşamak başka bambaşka.
Evimize gelmişti artık, zorlu bir süreçti
O zaman kendimizi düşünürken anneannemi de düşünüyorduk/dum.Neden mi? Yaşlı bir kadın ve dayımı kaybetmistik :'( evlat acısını çektiği dönemde yanındaydim.Buna değiniyorum çünkü evlat-ana baska birşey...Anneannem annemle ilgili halen net bilgiye sahip değil ama  onemli ve zor bir ameliyatı geçirdi.
O dönem yerde miyim ?gökte miyim? Belli değil...
Erken teshisdi şanslıydık..Erken Teşhis ne ki ? şans ne ? yasayarak öğrendim.
Ben yavaş yavaş pasımdan arınıyodum, kendime gelmis, silkelenmisdim.
Hızlı döneme girdik Onkoloji bölümü ile tanıştım.
Farklı insanlar ,aynı kaderler bir koridorda...
Tedbir amaçlı kemoterapi başlanacak 4 kür yarım yarım alınacak bu demek 8 kür
''Olsunn iyi olsun da önemli olan o ''derken bile içimde kaygı dolu çok şey barındırıyordum.
Bi de tedbir amaçlı ya sanki farkli, ama farkı yok :(  içimizde fırtınalar...
İlk kemoterapi ile bizde tanıştık, yapılması gerekenleri öğrendik. Gardını almış savaşçı gibiydim.
Yaşayan için çok ama çok zor bi süreç.
Elinden hiç birşey gelmiyor, gelemiyor ki...
Öyle böyle yüce Rabbimin yardımıyla bu süreç sonunda bitiyordu.
Aslında plan yapmamayi öğrenmem gerekti ama umut olmadan olmaz...
Sonunda anneannemle de ilgilenebilecegiz, Sütçü den sütümüzü biz hastanedeyiz diye alan komşularım, dostlarım yerine biz alacaktik.:-), ohhh yok enfeksiyon riski, yok hasta olmamalıyım sıkıntılarım olmayacak.
Anneeee son kemoterapin kaldı.Derken...

Ben o kadar onkoloji servisindeki insanları görmeme ,oradaki kisilerle görüşmeme rağmen hersey boş, konuşmak da boş.Yasayanin halinden anlamak mümkün olmuyor.
Hep şunu dedim yaşayan için zor, o yüzden Rabbim yardımcısi olsun tüm hastaların...Aaaa bi de şunu diyordum konuşmak kolay ya :-) hepimiz kapalı kutuyuz içimizde ne var bilemiyoruz. Belki bizlerde de biseyler var farkinda degiliz.
4 .küre geldik gelmesine, bitecek artık ohhh çok şükür bitti demeye az kalırken....
Bende kanserle tanıştım.
İŞTE SiMDi BENiM SERÜVENİM BASLIYOR...
Sizlerle paylaşacağım hislerimi

Tedavim hakkında

İkinci kez kendim için ağlıyordum.Tedavim hakkında bilgi verildi uzunca bir tedavi...
Kemoterapi....Uzun bir kemoterapi
Sonra meme ameliyatı ihtimali yani sadece oradaki kötü hücre alınmayacak,göğüsüm alınacaktı.Lenflerde görülürse de lenfler
Sonra yine kemoterapi :( 
*Gençtim,böyle bir şeyi istemiyorum.Bunlar için kendimce erken diyordum.
*O an bekarların farklı, evlilerin daha farklı kaygıları oluyor.
*Evli olsaydım,çocuğum da olsaydı,yanımda duran bir eşim olsaydı...
Bakalım evli olsam bu süreci kaldırabilen biri mi olacakdı eşim.
Çocuğum olmuş olsa bu dönemimde belki daha çok kaygılarım olacaktı.
Amalar... 
Keşkeler...
Kaygılar.... ve bir sürü düşünceler
Herkesin kaygısı kendine göre ama asla niye ben demedim. 
Her bir aşamayı beyinim reddetti ama sonrasında çok çabuk toparladım.Bu hastalığı çevremde büyütmedim, her arayanla her görüştüğümle eskisinden daha pozitif,mutlu konuşuyordum.Herkes bu olumlu halime hayran kalıyordu.
Nazar değmesin :)
Aslında önceden neler için üzülmüşüm ve hayatı ne kadar ciddiye almışım.Bu hastalık bende bir bakıma farkındalık da yaratmıştı.Kendimin farkına varmıştım.

...Peki ya Kemoterapi ?Tedavim
 21 günde bir / 4 tam kür - kırmızı ilaç ,sonra 12 kür haftalık 
Tedaviyi kabullenmek çokk zor.Haykırmak istiyordum.Yanımda olan yakınım ,oradaki hastalar bana o süreci anlatıyorlar,üzülme diyorlar.
O süreci ben zaten biliyorum ,onkoloji servisi ile ilk kez tanışmadım ki...ama kabullenme süreci ,o farklı birşeydi.
- ''Yaşlı bir teyze tekerlekli sandalyesinde,kan aldıracak kemoterapi görüyor ve damar bulmaya çalışıyorlar''.Teyzeye baktım zırıltılarım o dakika başlamıştı.
Hastalık gencine, yaşlısına bakmıyordu.
Bir dağ olsun ve haykırayım bağırayım istedim.Ağladım, ağladım ,ağladım ve rahatladım.
Kabullenebildim mi rahatlayınca, hayır...Ama elimden de gelen bir şey yoktu.O yüzden bu dönemi çok fazla takarak ,üzülerek geçirmedim.Ben üzülsem,ağlasamda sonuç değişmeyecekti.Yaşanılan yaşanılacaktı o yüzden bakış açımı değiştirdim.

 **********
Kaygım kemoterapi sürecimdi.O ilacı almak, o süreci yaşamak kolay birşey değildi.
Üzülme meme kanseri, kanserden sayılmıyor diyorlardı.Bunu tıbbi deneyimi olanda ,olmayanda diyordu.
Ama ne kadar süreçleri bilirsem bileyim korkularım vardı :(  ben kemoterapiyi kaldırabilecekmiydim ? , bakalım ilaca vücudum olumlu yanıt verecekmiydi? Ben kemoterapinin yan etkilerini taşıyabilecekmiydim? Sonuçta masum bir ilaç değildi.Tüm vücut ve herşey etkileniyordu.
Yaşayarak görecektim olacakları...

 ************
Hastalığımda;
Üzüldüm belki ama hep Tevekkül ettim, Hastane/Doktor aramak zorunda kalmadım. Allah benim için zaten tüm işlemlerimi kolaylaştırıyor,tüm yollarım açılıyordu.Herşey  5 günde bambaşka bir hal almış ve benim istemim dışında gelişiyordu ama sürecim olumlu yönde hızlanıyordu.
Geriye baktığımda hastalığı öğrenmeden önceki benle , bu yaşadığım süreçteki beni ,ben bile ayakta alkışlıyorum.Kolay değildi bu yaşadıklarım.
Dayandım ,yenilmedim ve her zamankinden daha güçlüydüm.Kendimi bulmuş eski güçlü Funda olmuştum.
İş ki kabullenebilesiniz.Zor bir kabulleniş ama kabullendim.Uzatmadım...
Geçici bir süreç, bana misafir geldi ve bu benimle kalmayacakdı.

Kendimi  ağaçlarla özleştirdim.Önce rüzgarlar,fırtınalar ile mücadele eder,budanır ama sonrasında; yeşerir,çiçek açar ve meyve verir.İşte bende öyle hissediyorum.Şimdi budanıyorum...

                                                                   ******

Bu dönemde arayanlarım,soranlarım oldu.Hepsi iyi niyetleri, güzel temennileriyle aradılar.Benim için üzülüyorlardı.Teselli amaçlı konuşmalar yapılıyordu ama ben konuşmalarla teselli olmuyordum.Aksine bazen konu ile konuşmamak daha teselli edici oluyordu.Bu dönem çokkk hassas bir dönem ,kimsenin Ben olamayacağı ,kimsenin Benim gibi düşünemeyeceği bir dönem.


Benim gibi bu hastalığı yaşamış yada yaşayanlar iyi bilirler...
Hastalığı  kabullenmek,taşımak,tedavi sürecini yaşamakta zor iş.
O kaygıları kişi sadece kendi güdüyor,
Yani öyle böyle o süreci ben yaşıyordum, yaşıyacaktım
O yüzden ilk kez ben dedim.
Ben yeneceğim,ben atlatacağim,ben kabulleneceğim.
Allaha hep dua ettim, bana güç kuvvet versin diye.
Hepsi boş ,herkes kapısını kapattımıydı,kişi kendi yaşadığını biliyor.
Dualar ve kitaplar tek destekcim oldu.Kendime dönmem için kendimle kalmam gerekti. 



Teşekkür...
Bu dönemimde yanımda olan ve beni hiç bırakmayan RABBİME binlerce Hamolsun,Şükürler olsun.
Sonrasında beni yalnız bırakmayan,bu sürecimde güvendiğim (Genel cerrahi,onkolog,nükleer tıp doktorları,beslenme uzm,annemin tedavi gördüğü hastanenin onkoloji bölümündeki bütün hemşireler)onlara sonsuz teşekkür ederim.Onlar bu zincirdeki en temel halkalar.
Daha sonra Aileme,dostlarıma,arkadaşlarıma ve akrabalarıma beni yalnız bırakmadıkları,dualarını eksik etmedikleri için , ben mutlu olayım diye çabalarından ve desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

1 Nisan 2014 Salı

Misafirle tanışmam / 12-13 şubat süreci


Uzunca bir bekleyişden sonra sonucum açıklanmıştı.
İçimde; yine de belki iyi çıkar umuduyla rapora baktım ''Grade II'' yazıyordu.Bu iyi değildi...
Bilir bir kişi daha iyi aydınlatacak, söylecek ,duyacak özümseyecektim.
Meme kanseriydim hemde ileri evre...
Hani şanslı hasta denilen katogori var ya ,ben o sınıfta değildim.
Ağlamayacağım ,ağlamayacağım dedim ama doktor kemoterapi dediği anda artık ağlıyordum. 
Önceleri herkese ve herşeye üzülen,kırılan,ağlayan ben...
Şimdi kendim için ağlıyordum.
O an ''Her şey çok mükemmeldi ya sanki, bi bu eksikti bu da seni bulmuştu''dedim.
Erken doğum günü hediyemdi.
Hiç birşey düşünemiyordum, 3-4 yıldır üzüntüler,kayıplar,sıkıntılar,hastalıklar,işsizlik gibi yaşadıklarım varken bir de benim hastalığım...ben bu hastalığı nasıl kaldıracaktım?
Bu tedaviyi kabul etmek istemiyordum. 
Hayata o an için küstüm ama bu bir bencillikti.
Ben bu dünyaya geldim ve benimde bu dünyada bir yerim vardı.
Annem için dualar eden ben , çabalayan yanında olan bendim.Şimdi kalkıp kabullenmeme hakkına sahip biri olamazdım.
 Hastanelerde koşuştururken aklımda tek düşünce ''anneme nasıl diyeceğim?''
Kanserde üzülmemek gerekiyorken, annem benim için üzülecekti.
O bir savaşcı...Henüz savaşını tamamlamamışken ben çıka gelmiştim.Ben onun için çabalarken çevresinde dört dönerken ,elini suya değdirmezken şimdi onun benim için çabalaması gerekiyordu.Herşey üstüste gelmişti.
Anneme nasıl açıklayacaktım??
O gün bütün gün hastanede koşturduk. Arayanlara dışarıda geziyoruz sonuç iyi dedim :( halbuki hiç birşey iyi değildi.Anneme açıklamadan kimse ile konuşmak istemiyordum.Annem önceliğimdi.
Annem duyunca yıkıldı.''Sen güçlü olacaksın ki ben güçlü olmalıyım dedim.Sende biliyorsun ki bu hastalıkla mücadele eden ya da edecek olan sırf biz değiliz.Evet beklemiyorduk, evet ani oldu ama elden birşey gelmiyor.Allah verdi Allahın izniyle atlatacağız''dedim.
Ben bir şekilde özümsemiştim olayı daha sakindim ve ağlamadan,üzülmeden annemi üzmeden anlatmıştım.
Bak şimdi sen iyileştin,bende iyileşeceğim.Benimki biraz zaman alacak ama geçecek.
''Ne güzel bir Rabbimiz var ki; önce seni iyileştirdi sonrada benim hastalığım gün yüzüne çıktı.Öbür türlü olsaydı sen benim için çabalarken kendini unutacaktın ve senin hastalığın daha sıkıntılı bir hal alacaktı.Belki ben bu hastalığı kabullenemiyecektim ,belki isyan edecektim.''diyerek onunda üzülmemesini sağlamaya çalıştım.Bu sözler onun üzülmemesi için söylenen sözler değildi,benim de inandığım sözlerdi...
Annemin hastalığınla ben bir alıştırma sürecine girip yoğurulmuş,silkelenmiş ve kendime gelmiştim.Onkoloji servisi ile tanıştırılmıştım.O yüzden benim kabullenişim kısmen daha kolay oldu.
Keşke erken evre olsaydı ,keşke önceden farketseydim dedim/dedik ama farkedememiştim.Belki bunda da vardı bi hayır.
Genci-yaşlısı ,küçücük bebekler -çocuklarda bu hastalığa yakalanıyordu.Benim onlardan ne farkım vardı, ben kimim ki bu hastalığı kabullenemiyorum dedim kendime,hiçbir farkım yoktu.Sadece üst üste gelmişti herşey ama bu hayat bir sınav ve demek ki böyle olması gerekiyormuş.
Annemin rahatsızlığında dile kolay sözler sarf etmiştim ''herkes bu hastalığa yakalanabilir,kimbilir bizlerde ne var?... herşey geçecek az kaldı...'' gibi .
ŞİMDİ BENİM YAŞAMA VAKTİM....


                                                         ******                    ******

Ağlamadım , ağlatmadım kimseyi çünkü hayat devam ediyordu.Ben bu yolda annemle yürümüştüm şimdi sıra bendeydi.
Zamanlama olarak bizce üst üste gelmişti ,belkide doğru zaman bu zamandı.Biz aynı yolun belli kısmını beraber yürüyecektik kırkımız karıştı :)
Bu hastalığa kendimi alıştırmıştım ama önümdeki beni bekleyen ve yapılacak işlemler beni tedirgin ediyordu.
Bir sürü bilinmezlikle boğuşuyordum.
Önce kemoterapi sonra meme ameliyatı.EE lenflerde de görülürse lenflerde alınacak.Daha PET / BT çekimi var,sonuçlar çok önemli.Tüm bu olanlar başımı döndürüyordu.Herşey benim istemim dışında ilerliyordu.
Bir taraftan da bu hastalıkla espritüel biri olmup çıkmıştım. Bana küçük bi fabrika ayarı yapılacaktı :)                                                         
                                                 ******                 ****** 
Hayat ne garip , 2 günde herşey değişmişti.Yaş 32 'di - 33 oldu,sağlıklıydım kanser oldum.Hayat...
Doğum günümde hastane işlemlerim için koşuşturarak ve kimseye hiç birşey belli etmeden geçirdim.
Garip ama bu doğum günüm farklıydı.Aramasını beklemediklerim aradi,sosyal paylaşım sitemde kutlama için hiç yazılmadığı kadar çok yazanım vardı,bu dönemimde rahatsızlığımı bilmeyenlerin rüyalarındaydım.Aslında ben şanslıydım.Beni önemseyenler vardı
Doğum günümü yorgun,gergin,bitkin ama mutlu ve umutlu karşıladım.Sevdiklerim yanımdaydı.Kimseye doğum günümde açıklamak istemedim daha sonra zaten öğreneceklerdi ama bugün değil.
Öğrendiklerinde...Biz aile olarak hassas bir dönemdeydik ve herkesten özel olarak bu konuda hassas davranmalarını rica ettim.
Bir anne evladının kanser olduğunu öğreniyordu hemde kendide bu tedavinin zorluklarını yaşamış biri olarak şimdi çocuğu bu yolculuğa çıkmıştı.
Çevreme Ah ahh vah vah  tüh vs şeklindeki üzüntülerini anneme yansıtmamaları konusunda ricada bulundum.Zaten üzülüyordu anlattıkça üzüntüsü artıyordu. Ben bir nevi kendimce belki kalkan oluşturdum,annemin daha fazla üzülmesini ,her konu açılışında veya her telefonda , o ağlamasını gözyaşlarını görmek istemiyordum.Ailem için zordu ama annem için daha zordu.
Neden onun için zordu diyorum; kaba tabir belki ama eşşekten düşenin halinden eşşekten düşen anlıyabiliyor.Tabi Allah kimseye, hiç kimseye vermesin.Birde evlat başka birşey, evladı da kendi yaşadığı sıkıntılı yoldan yürüyecekti.Kişi kendini pek düşünmüyor ama evlat konu olunca o başka.
Ben bile anneme üzüldüğüm,ağladığım kadar kendime ağlamadım.Sadece kendim için ağladım.
Bu dönemde empati işlemiyor.Normalde hep empati yapmaya çalışan ben ,yokk anlayamadım annemi ki ,bir başkasından aynı şeyi bekleyemem.
Yaşadıklarımdan anladım ki Allah herşekilde sabrınıda veriyor,gücünü kuvvetini de veriyor.

Bundan sonrasında çevremde belki çok kişi olacaktı ama yalnızdım.Yaşayan ve yaşayacak olan Kendim olacaktım.

                                                         

27 Mart 2014 Perşembe

Adım Adım Kitle

Hayat siz plan yapsanızda yapmasanızda yaşamanız gereken ne ise onu yaşıyorsunuz.Aslında herşey anlık şeylerden ibaret ve hiç birşey tesadüf değil.Kurulu bir düzenin herbirimiz parçalarıyız.
Hani tam herşey yolunda dersiniz ama biranda bambaşka bir şekilde değişir ya bende de öyle oldu.Farklı ve fankındalıklarla dolu bir dönemde buldum kendimi...
Ca / kanserle tanışmayı yakınen annemde yaşıyorduk.Şükür rabbime erken teşhisdi ve ameliyat olabilen sanslı hastalardandı.Kanserde erken tanı ve teşhis=şansdı.Ameliyat oldu ve kemoterapiye başlandı tedbir amçlıydı ama sonuçta kemoterapiydi.4 kür  Yarım doz verilecekti bu demektir 8 kür.
İşte benimle ilgili  herşey o son kürü almadan önce başladı.
Ocak ayında Göğüsümde kitleyi hissetmeyle panikledim ve hemen hastaneden randevu aldım.Doktor muaynesi ve ultrason günleri ile bu süreç kısmi olarak tamamlandı.
Doktorumla görüşmek için sıramı bekliyorum ama gerginim.Aklımda tek şey var ; şuan olmaz , zamanı değil, şimdi değil bu da seni buldu  hadi bakalım funda ne yepacaksın ;(
Bu süreci bilen kuzenimi aradım ağlıyordum moralli olarak gittiğim yerde birşeyler ters gidiyordu. Ağlarken de yok olmaz ,zamanı değilden başka birşey demiyordum...Aklım annemde o an kendimi düşünmüyorum zorlu bi süreç zaten ,annem kemoterapi görüyor onun üzülmemesi gerek  diyorum.Kuzenim iyi düşün iyi olsun diyor :) sinirlerim bozuk, bunun iyi düşünerek olmaması mümkün mü ? değil.O dönemde duymak istemediğim ama herkesden duyduğum söz ''İYİ DÜŞÜN İYİ OLSUN''.Sonuç kanser çıkarsa, eee kötümü düşündüm de oldu.
Önemli olan parçanın patolojide incelendikten sonra çıkan sonuç ama doktorlar ve ultroson gerekli veriyi az çok veriyordu.Bu süreçdeki ilk doktorum Dr.Ergün beydi ve benim şansımdı.Bu dönemimde, aşamalarımda hep destekcim oldu.Artık yanımda herzaman arıyabileceğim ,danışabileceğim bilinçli ve bilgili bir doktorum vardı.Rabbim benim yanımdaydı ve herşeyi o kadar güzel hazırlamıştı ki benim için;benim yapmam gereken tek şey bu süreci iyi ve  farkına vararak yaşamakdı.
Parça alımım başka hastanede olacağından,o hastanedeki işlemlerim tamamlanmış olmuştu.
Hemen o gün ,ertesi gün Prof.Dr Demirali bey'den randevu aldım.Annem kemoterapi gördüğünden teyzem gibi olan Emel teyzemle doktorun yolunu tuttuk.Demirali hocanın da muaynesi sonucunda kanı aynı ,parça alınmalı.
Doktorum nasıl fark etmedin? dedi.
-Evet nasıl fark etmemistim.
Saçımı toplarken sol koltuk altında ağrı oluyordu zaman zaman
Solak olduğum için hiç kondurmadım . Aslında lenflerdeki ağrıymış bu nereden bilebilirdim.
Taaki elime kitle gelene kadar kondurmamıştım.

Neler oluyor böyle;'' parça,iğne,patoloji'' ben hazır değilim :(  ama benim hazır olup olmamam birşey ifade etmiyordu.
Bu dönemde kimseye birşey söylemedim.Hayat normal akışında seyrediyordu.Konuyu bilenler ise; '' yok yok birşey yoktur,belki önemsiz birşeydir,bayanlarda kist olabilir,iyi düşün iyi olsun '' diyorlardı  ama benim içim hiç rahat değildi, kötü birşeyler vardı.Yinede kendimi kötü seneryoya hazırlamadım.
Parçam alındı beni yalnız bırakmayan teyzemle bu işlemide atlattık.Korktum mu?Korktum :)Tırstım mı ? Tırstım :) Dualarla bu işlem şükür ağrısız sızısız tamamlandı, korktuğuma değmedi.Ama ilk kez parça aldırıyorum ve yapılan işlemdeki iğne normal bir iğne değil ki.İlk parçada nefes bile alamaıyordum işlem tamalandı bi parça daha alınacaktı ''AMANN PARÇAMII NE DEMEK, NE DEMEK ALIN TABİİ''diyerek rahatlamıştım,derin bir nefes alabilmiştim.
Sıra patollojiye gitmesinde ve sonucun çıkmasındaydı.
Sonuç çok geç çıktı o süre zarfında hiç sıkıntı yapmadım.
Sadece sonucu merak ediyordum....

****

Kitle ile bir çok şey öğrendim.Eğer kadın hastalıklarında hormon tedavisi için size ilaç kullandırılıyorsa ve  doktorlar  ilacı kullan yoksa rahim yada meme kanserine yakalanma riskin olabilir diyorsa itibar etmeyin,sürekli kullanmayın.Çünkü verilen hormon tedavisi meme kanserini tetikliyor.
Önerim : Yaşınıza bakmadan eğer böyle bir hormon tedavisi görüyor yada çevrenizde gören   varsa; kesinlikle tedavinizi  Kadın hastalıkları,Genel Cerrahi ve Endekronoloji ile beraber yürütmenizdir.Ben kitleyi son ana kadar hissedememdim ve nasılsa yaşımda genç kabul ediliyor  diye kitleyi hissedene kadar doktora gitmedim.Hiç bir doktorda yönlendirme de bulunmadı.
Bu iş yaşa bakmıyormuş;
 O yüzden sevgili bayanlar, size tavsiyem kontrollerinizi yaşınıza bakmadan yaptırmanızdır.Bana birşey olmaz,amannn demeyin!
Erken teşhiş hem hayat kurtarıyor hemde sizin yaşam kalitenizi arttırıyor. Bunu lütfen unutmayın !